Sosyal ve ekonomik hayatta kalkınmanın sağlanabilmesi, nüfusun neredeyse yarısını oluşturan kadınların, yaşamın bütün alanlarına aktif bir şekilde rol almasıyla mümkün olacaktır. Bu alanların içerisinde ise en önemlisi iş hayatına katılmasıdır. Ancak ne yazık ki ülkemizde, kadının iş hayatına katılımı erkeğin katılımıyla kıyaslandığında halen çok geridedir. Eğitim açısından değerlendirdiğimizde ise günümüzde yaklaşık 10 kadından birisi okur yazar değildir. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de kadın istihdam oranı %28 iken, erkeklerde bu oran %65 seviyesindedir. Yani Türkiye’de her 100 kadından yalnızca 28’i çalışıyor. AB ülkelerinde ise her 100 kadından 60’ı çalışıyor. Kadın girişimcilerin oranı da, yüzde 8’ler civarında yani oldukça düşüktür. Günümüzde kadınların iş gücüne katılımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli fırsatlar barındırıyor. McKinsey Türkiye tarafından yapılan Women Matter raporuna göre; küresel ekonomide kadınların iş gücüne eşit katılımının sağlanması halinde 2025 yılında 12 ile 28 trilyon dolar arasında bir büyümenin gerçekleşmesi mümkün görünüyor.
Çalışma Hayatında Cinsiyet Eşitsizliği
İş hayatında cinsiyet ayrımcılığı toplumların gelişmesinin önünde duran en önemli sorunların başında yer alır. Bu eşitsizlik durumu sanılanın aksine gelişmiş ya da uygar diye tanımlanan ülkelerin de en büyük sorunlarından birisidir. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı esas olarak işhayatında da görülür. Teknolojik gelişmeler arttıkça iş kolları genişlemiş ve buna bağlı olarak kadınların iş hayatına katılımı doğru orantılı olarak artmıştır. Fakat bu artış kadınların lehine bir durum oluşturmamış tam tersine toplumsal cinsiyet kodlamasına iş hayatı da eklenerek yeni bir boyut getirmiştir. Günümüzde,erkekle aynı işi yapan kadına daha az ücret ödenmesi, kadınların evlilik ve çocuk planları doğrultusunda işe alınması ya da işten çıkarılması durumu, hayatın akışındaki bu doğal sürecin kadınların iş hayatından ayrılması için normal bir gerekçe olarak görülmektedir. “Galatasaray Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Volkan Demir yazdığı bir makalede kadın CFO sayısının artması gerektiği vurgulamıştır. Makaleye göre; “Dünyadaki değişim ve bilimsel çalışmalar; CFO’ların bakış açılarını değiştirmelerini, ekiplerinde daha fazla çeşitlilik arz eden yeteneklerle çalışmalarını, kadın CFO’ların ve ekiplerindeki kadın sayısının artmasını şirketler ve toplum için zorunlu kılmaktadır.’’ şeklinde belirtmiştir.
Kadınların İş Hayatında Yaşadığı Zorluklar
Günümüzün küresel dünyasında bireylerin ve toplumların yaşam tarzlarının radikal bir şekilde değişmekte olduğu gözlemlenmektedir. Bu değişim kadınının toplum hayatındaki ve aile içerisindeki rolü üzerinde daha da belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türk toplumunu esas aldığımızda, kadınların her kademede kaliteli eğitim alabilmesi toplumsal gelişmeye daha çok hız kazandıracaktır. Toplumumuzun geleneksel yapısında kadın figürü; aile odaklı görevlerle sorumlu tutulmuş ve kadınlardan her zaman bu sorumluluklarını yerine getirmeleri beklenmiştir. Kadın, çalışma hayatında benzer kapasite ve becerilere sahip olduğu erkeklerle eşit bir efor harcasa bile, erkek hegemonyasının hüküm sürdüğü üst kademelere doğru yol almada ciddi engellerle karşılaşmıştır. Kadınların iş yaşamında en fazla karşılaştıkları zorluklardan birisi, yeterince ciddiye alınmamaktır. Kadınların iş hayatında yaşadığı bu zorluk kadın çalışanların ve kadın girişimcilerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorluklardan bir diğeri de, erkeklere nazaran daha duygusal olmaları nedeniyle çeşitli pozisyonlar için uygun görülmemeleridir. Sahip oldukları düşünülen bu yönleri nedeniyle kadınlar, çeşitli profesyonellerce yönetme becerisinden yoksun görülebilmekte ve bu nedenle kariyer gelişimleri engellenebilmektedir.
Kadınların iş hayatında karşılarına çıkabilecek tüm bu sorunların giderilmesine ve çözülmesine yönelik önlemlerin alınması, onların iş hayatında daha mutlu ve daha verimli olmalarını sağlayabilmek adına çok önemlidir. Bu da toplumumuzu son derece olumlu bir yönde etkileyecektir.
Elif Küçükaysever