Covid-19 salgını ile birlikte tüm dünyada pek çok değişim yaşandı. Değişimlerin kimisi sosyal yaşama etki ederken kimisi de iş yaşamını etkiledi. İş yerleri ve çalışma düzeni gibi konularda değişikliklere gidildi.
Artık 4 Gün Çalışmak Mümkün
Salgın nedeniyle başlanan evden çalışma modeli yerini ofise dönüşlere bıraktı. Bazı şirketler hibrit çalışma modelini benimsedi; evden ve ofisten çalışma modelini birleştirdi. Başta çalışanların iş motivasyonunu arttırmak ve yaşanan enerji krizinden en az etkilenmek gibi amaçlarla Avrupa’da birçok hükümet haftada 4 gün çalışma modelini deneme kararı aldı.
Yeni çalışma düzeni aslında oldukça basit bir işleyişe sahiptir. Çalışanlar hafta içi 5 gün modelindeki aynı çalışma saatleri ile hafta içi 4 gün çalışırken aynı yan hak ve ücrete sahip olacaktır.
4 günlük yeni çalışma düzeni çalışan üretkenliği, iş ve özel yaşam dengesinin korunması gibi konulara önem vermektedir. Bu modelin savunucuları çalışanların memnuniyetinin ve verimliğinin arttığını öne sürmektedir.
Her gün daha fazla ülke, aynı verimliliğin ve üretkenliğin çalışma günlerinin azaltılmasına rağmen korunabileceğinin farkına varmaktadır. Avrupa ve dünya genelinde pek çok sendika hükümetlere günlük çalışma düzenini uygulamaya çağırmaktadır.
Peki, hangi ülkeler bu fikri benimsedi? Şu ana değin süreç nasıl ilerledi?
Hangi Ülkeler Haftada 4 Gün Çalışıyor?
Yeni çalışma düzenine en hızlı ayak uyduran ülkeler İzlanda, Belçika ve Birleşik Krallık oldu. Bu ülkelerde alınan sonuçlar ise çalışma düzenini verimli ve umut vadeden olarak gösterdi. Birçok şirket, çalışanlarına 4 gün çalışma hakkını sunmaya ve çalışanların çalışma saatlerini düzenlemeye başladı.

Ayrıca İspanya, İsveç, Japonya ve Almanya gibi ülkeler de bu düzene ayak uydurdu ve deneme süreçleri başlattı. Bu ülkelerde alınan sonuçlar ise olumlu / olumsuz karışık oldu. Kimi ülkelerde sonuçlar memnun ederken özellikle İsveç’ten alınan sonuçlar çalışma düzenine dair kaygıları arttırdı.
Türkiye’de 4 Gün Çalışma Düzeni
Yeni çalışma düzeni Türkiye’de ilk olarak 2022 yılında bir akrilik şirketi tarafından uygulandı. İlk aşamada 200 çalışandan oluşan bir grup ile denenen düzen hakkında henüz bir sonuç elde edilmedi.
Ancak Avrupa ülkelerindeki şirketlerin karşılaştığı sorunlarla Türkiye’deki şirketlerin de karşılaşması olası gözükmektedir.
Ülkemizde, salgın şartlarının ortadan kalkmasının ardından, genellikle hibrit çalışma modeli benimsenmiştir. 4 gün çalışma düzeninin, çalışan performansı üzerindeki etkisi de göz önünde bulundurularak, iş yaşamını yeniden şekillendirmesi muhtemeldir.
Henüz bu yeni çalışma düzeni için teşviklerin yapılması için erken bir safhada olunsa da dünya geneline bakıldığında işe yarar bir çalışma modeli olduğu aşikârdır. İlerleyen zamanda modelin daha sık gündeme gelmesi ve birçok şirketin deneme sürecini başlatması beklenmektedir.
İşveren Açısından 4 Gün Çalışma
İşverenler açısından 4 gün çalışma modeli, finansal bir yük anlamına gelmektedir. Çalışanların maaşlarında bir eksiklik olmadan çalışma günlerini azaltmak aslında maliyet artışı demektir.
Her ne kadar 4 gün çalışma düzeninin çalışanların performansı ve motivasyonu açısından olumlu sonuçları olsa da işverenlerde finansal kaygılar oluşturmuştur.
Bu nedenle birçok küçük çaplı şirket, bu modelden vazgeçti. Ancak büyük şirketlerin bir kısmı düzeni benimsedi ve uygulamalarını sürdürdü.
Aleyna Cebeci